Öncelikle kartelin tanımını tekrar gözden geçirmekte fayda bulunmaktadır. Rekabet Kurulu kararında ve Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem Ve Kararlar İle Hakim Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik’in m. 3/ç bendinde belirtildiği üzere; Kartel, fiyat tespiti, müşterilerin, sağlayıcıların, bölgelerin ya da ticaret kanallarının paylaşılması, arz miktarının kısıtlanması veya kotalar konması, ihalelerde danışıklı hareket konularında, rakipler arasında gerçekleşen, rekabeti sınırlayıcı anlaşma ve/veya uyumlu eylemleri ifade eder.

Rekabet Kurulu, 08.03.2013 tarihli 2011-4-91 Dosya ve 13-13/198-100 Karar sayılı kararıyla 12 bankanın 21 Ağustos 2007 ve 22 Eylül 2011 arasında mevduat, kredi ve kredi kartı konularında birlikte fiyat tespit etmek amacıyla “kartel oluşturduğu”nu, dolayısıyla 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un “Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar” başlıklı 4. maddesinin ihlal edildiğini ve oluşturulan kartel neticesinde banka müşterileri olan tüketiciler, tacirler ve kamu kurumlarının mağdur edildiğini tespit etmiş olup, bu tespitin sonucunda kartel oluşturan 12 bankaya 4054 sayılı Kanun’un 16. maddesinin 3. fıkrası ve Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar İle Hakim Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik uyarınca farklı miktarlarda olmak üzere toplam 1,116,957,468 TL (Bir milyar yüzonaltı milyon dokuzyüzelliyedi bin dörtyüzaltmışsekiz Türk Lirası) idari para cezası kesmiştir.

İdari para cezasına çarptırılan bankalar:

  • Akbank T.A.Ş.
  • Denizbank A.Ş.
  • Finans Bank A.Ş.
  • HSBC Bank A.Ş.
  • ING Bank A.Ş.
  • Türk Ekonomi Bankası A.Ş.
  • Türkiye Halk Bankası A.Ş.
  • Türkiye İş Bankası A.Ş.
  • Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.
  • T.C. Ziraat Bankası A.Ş.
  • Türkiye Garanti Bankası A.Ş.
  • Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O.

Kartel oluşturduğu tespit edilerek idari para cezasına çarptırılan 12 bankanın tamamı söz konusu kararın iptali istemiyle yargı yoluna başvurmuşlardır. Kararın iptali için açılan ilk derece mahkemesindeki davalar, bağlantılı dava olması hasebiyle Ankara 2. İdare Mahkemesi’nde toplanmıştır.

Söz konusu idari para cezasının iptali istemiyle açılan davaları inceleyen Ankara 2. İdare Mahkemesi, Kurul kararını hukuka uygun bularak Davacı bankaların iptal istemlerini reddetmiştir. Danıştay 13. Dairesi, bankaların İdare Mahkemesi kararlarının bozulması ve Kurul kararının hukuka aykırı olduğuna karar verilmesi talebiyle yapmış oldukları temyiz başvuruları neticesinde İdare Mahkemesi ve dolayısıyla Kurul kararını hukuka uygun bularak, Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin verdiği kararı onamıştır.

Rekabet Kurulu’nun gerekçeli kararının Belge-6 değerlendirilmesi bölümünde geçen Tablo 16’da yaptığı tespit önemli ve çarpıcıdır. Rekabet Kurulu’na göre,

Konut kredilerinde 15 baz puanlık

İhtiyaç kredilerinde 10 baz puanlık

Taşıt kredilerinde 5-20 baz puan arasında bir kartel uzlaşması; yani hukuka aykırı olarak ortak faiz artırımı söz konusudur.

Kısacası bankalar; yürürlükteki mevzuat hükümleri gereğince serbestçe belirleyebildikleri azami mevduat ve kredi faiz oranlarını rekabet hukuku kurallarına aykırı olarak bir mutabakat dahilinde anlaşarak belirlemiş ve bu surette tüketicileri zarara uğratmışlardır.

Sonuç olarak soruşturma konusu bankaların; mevduat, kredi, kredi kartı hizmetleri, faiz oranları ve birtakım ücretlerin belirlenmesi konularında piyasada rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama etkisi doğuran veya bu etkiyi doğurabilecek nitelikte olan anlaşma ve uyumlu eylem içerisinde bulundukları, iletişim içerisinde belirledikleri fiyatları fiilen uyguladıkları, ticari sır niteliğindeki bilgileri birbirleriyle paylaştıkları, piyasaya yönelik kararların uyum ve müzakere içerisinde beraberce alınmasına yönelik irade mutabakatı doğrultusunda yani kasıtlı ve bilinçli olarak hareket ettikleri, bu mutabakat kapsamında kararlaştırılan hususların hayata geçirildiğinin iktisadi analiz ve grafiklerle sabit olduğu tespit edilmiş ve 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi ihlal edilmiştir.

İhlale ilişkin Rekabet Kurulu kararı ve ilgili mahkeme kararları ışığında, ilgili bankalar nezdinde yukarıda belirtilmiş olan tarihler arasında mevduat hesabı veya kredi kartı bulunan ya da ilgili bankalardan kredi kullanmış olan tüketici, tüccar ve kamu tüzel kişiliklerinin dava açma hakları doğmuştur.

Bahse konu tazminat davası, zararın miktarı tam olarak hesaplanamayacağı ve bu zararın ancak rekabet kurumu uzmanı bilirkişilerce yapılacak incelemeler neticesinde ortaya çıkacak olması sebebiyle “belirsiz alacak davası” olarak açılmalıdır.

Görevli mahkeme davacı kişi veya kuruluşa göre değişmektedir.

Tüketiciler tarafından açılacak davalar, Tüketici Mahkemeleri’nde,

Tacir tarafından açılacak davalar, Ticaret Mahkemeleri’nde,

Kamu Kurumları tarafından açılacak davalar ise Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde açılmalıdır.