Yazarlar: T. Gökmen BOLAYIR, MBA – Pelinsu BÜYÜKSARAÇ – Bolayır & Doğançelik Avukatlık Bürosu
‘Employee Stock Option’, Türkçe deyimiyle Çalışanlara Hisse Senedi Edindirme Opsiyonu tanınması Türkiye’de kulağa yabancı gelse de başta ABD olmak üzere dünyada genellikle halka açık şirketler tarafından kullanılan yaygın bir uygulama olmakla birlikte ülkemizde çok uluslu şirketler haricinde henüz yeterince uygulama alanı bulamamış bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Şirketler tarafından, çalışanlarının şirkete bağlılığını ve iş motivasyonunu arttırmayı amaçlayan bu uygulama bahse konu halka açık veya kapalı bir şirketin karşılığında bir bedel alarak ya da bedelsiz bir şekilde hisselerinin çalışanına devredilmesi biçiminde uygulama alanı bulmaktadır.
Bu çeşitlilik arasında en fazla uygulama alanı bulan yöntem ise Hisse Opsiyon Sözleşmesi yöntemidir.
Çalışanlara Yönelik Hisse Senedi Edindirme Opsiyonlarının en basit anlatımla 3 aşaması bulunmaktadır:
- Granting Date: Çalışana hissenin vaat edildiği tarihte yani şirketin çalışanına hisse edindirme opsiyonu tanıması doğrultusunda çalışan tarafından yerine getirmesi gereken ve şirketçe beklenilen belirli şartların sunulması.
- Vesting Time: Çalışana şirketçe sunulan şartların (Şirkette belirli bir çalışma süresini doldurma, belirli bir performans düzeyine ulaşma gibi.) çalışan tarafından gerçekleştirildiği, çalışanın belirli performans ölçütlerine ulaştığı bir nevi hak edim süresi olarak adlandırılan süreç.
- Exercise Date: Vesting Time adı verilen sürecin sonunda şirket ile çalışanı arasındaki sözleşme koşullarının da gerçekleşmesi ile birlikte çalışan tarafından vaat edilen haklar elde edilmiş sayılmaktadır. Çalışanın vaat edilen hisseleri bedelsiz olarak veya piyasa fiyatından düşük bir bedelle iktisap ettiği süreçtir.
Önceleri yalnızca üst düzey yöneticiler için uygulanan Çalışanlara Hisse Edindirme Planları 80’lerden itibaren uygulama alanını daha da genişleterek kilit konumdaki çalışanları ödüllendirmeyi ve çalışanlar ile şirket arasında bir menfaat bağı kurmayı amaçlamıştır. Zira kurulan bu menfaat ile çalışanların şirkete bağlılığı artmakta, çalışanlar şirketin amaçlarına yönelik çalışmalarını daha etkin bir şekilde gerçekleştirmektedirler. Bir nevi çalışanların şirket sahibi gibi düşünüp hareket etmesi bu sayede sağlanmaktadır. Ayrıca bu uygulama şirketlerin nitelikli çalışanlarını kaybetme, rakip şirketlere kaptırma korkusunu da azaltmaktadır, özellikle çalışanlarına yüksek ücret ödeme durumunda kalan şirketlerde çalışanlar ile yapılan sözleşme doğrultusunda çalışanın iktisap ettiği hisse ücret niteliğinde değerlendirilirse şirketten nakit çıkışı da söz konusu olmamaktadır.
Çalışanlara Hisse Senedi Edindirme Opsiyonunun ülkemizde uygulama alanı bulamamasının önündeki en büyük engellerden biri 6762 sayılı Eski Türk Ticaret Kanunu (“eTTK”) kapsamında şirketlerin ortakların paylarını temsil eden hisse senetlerini sayılan istisna haller dışında satın alamayacağı ve rehin olarak da kabul edemeyeceği ve buna ilişkin düzenlenen sözleşmelerin de geçersiz sayılacağının düzenlenmesiydi. Şirketin kendi paylarını satın veya rehin alabileceği istisnai haller eTTK’ da şu şekildeydi;
- Hisse senetleri şirketin sermayesinin azaltılmasına dair bir karara dayanılarak devralınmışsa,
- Hisse senetleri şirketin kurulması veya esas sermayenin çoğaltılması dolayısıyla vaki olan iştirak taahhüdünden başka bir sebepten doğan şirket alacaklarının ödenmesi maksadıyla devralınmışsa,
- Hisse senetleri bir mamelekin veya işletmenin borç ve alacaklarıyla beraber temellük edilmesi neticesinde şirkete geçmişse,
- Hisse senetlerinin devir veya rehin alınması ana sözleşmeye göre şirket konusuna giren faaliyetlerden ise,
- Hisse senetleri yönetim kurulu üyeleri, müdürler ve memurlar tarafından kendilerine bu sıfatla düşen mükellefiyetlere karşı rehin olarak yatırılmış ise,
- Temellük ivazsız ise.
Ancak 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu ile çalışanlara hisse edindirme opsiyonu tanınmasının önündeki engeller kaldırılmıştır. Şirketlere esas sözleşmede şirketin yöneticileri, çalışanları ve işçileri için yardım kuruluşları kurulması veya bunların sürdürülebilmesi amacıyla veya bu amacı taşıyan kamu tüzel kişilerine verilmek üzere yedek akçe ayrılabileceği düzenlenmiştir.
Bununla birlikte; genel kurul tarafından yeni çıkarılan tahviller veya benzeri borçlanma araçları vasıtasıyla, şirket çalışanlarına, esas sözleşmede düzenlenen alım haklarını kullanmak yoluyla yeni payları edinmek hakkı sağlamak suretiyle, sermayenin şarta bağlı artırılmasına karar verebilme yetkisi tanınabileceği düzenlenmiştir. Genel kurula verilen bu yetki şirketlerin kendi paylarının satın alabilmesi ve rehin olarak kabul edilebilmesinin esas veya çıkarılmış sermayelerinin onda birini aşmayacak miktarda en çok beş yıl için verilebilmektedir. Böylece şirketlerin çalışanlarını ödüllendirme amaçlı prim veya avans olarak yeni hisseler çıkarıp çalışanlarına devredebilmelerinin önü açılmıştır.
Ayrıca kredi ve finans kurumlarının işletme konuları içine giren işlemlere ve şirketin veya onun bağlı şirketlerinin çalışanlarına, şirketin paylarını iktisap edebilmeleri için, avans, ödünç ve teminat verilmesine ilişkin hukuki işlemlerin geçerliliği de açıkça düzenlenmiştir.